14 Temmuz 2012 Cumartesi

NICE



Toulouse'dan gece treniyle 8 saat sonunda üstümüzde polarlarla Côte d'Azur bölgesindeki Nice'e varıyoruz. Tren istasyonunda onlarca insanı şort-sandalet-askılı tişört üçlüsüyle görmek bizim gibi 10 gündür güneşe hasret kalanlar için şaşkınlık ve neşe kaynağı oldu. Otele bavulları bıraktıktan sonra kendimizi nerede buluyoruz? Çamaşırhanede:) Kirli çamaşırları fazla dökmeden devam edelim. 

İlk hedef süpermarket ta ta ta ta!!! Monoprix. Süper süpermarket. Sularımızı alıp başlıyoruz keşfe. İlk hedef Akdeniz! Jean Medecin Bulvarı boyunca yürüyoruz. Burası mağazaların yoğunlukta olduğu bir bulvar. Sabah 9:50 civarı H&M in açılmasını bekleyen kadınları görmek ilginçti doğrusu. Kadınlar :)


Bulvar üstünde bulunan Basilica Notre Dame'ı hem gece hem de gündüz görmek lazım. Gerçi önünde fazla takılmamak iyi olur zira evsizler ve serseriler genelde burada...

Fıttırı fıttırı denize doğru giderken Massena Meydanında bakiyoruz ki sahne kurulmuş, NiceJazz festivali varmış, bugün de son günüymüş meğer...

Artık rüzgar ve deniz çağırıyor bizi. Opera Binasının önünden şaşkınlıkla denize bakıyoruz. Çok değişik bir mavi... Kıyı boyunca bir çok plaj var. Bazıları özel bazıları halk plajı. Opera Plaj'ina giriş 14€. Yanında halk plajı ücretsiz ama kum yok, taşların üstüne yatıyorsun:( Zaten bizim önceliğimiz eski şehri gezmek... Ara sokaklardan Palace de Justice'in önüne geliyoruz. Yine panjurlu rengarenk taş evler, güzelim cafeler, insanlar... Palace de Justice'in tam karşısında Rus Kilisesi var. Kendisi Rusya sınırları dışındaki en büyük Rus Kilisesiymiş...


Krepler, wafflelar, dondurma kokuları arasında Nice'in ilk kurulduğu bölgeye Kaleye (Park de la Colline du Chateau ) 200 küsür basamakla çıkıyoruz. Haliyle yoruluyoruz ama Nice'i ve Akdeniz'i tepeden izlemek için değer... Burada kazı yapan arkeologlar var...Nice'e ilk Keltler gelmiş. Adının da zafer tanrısı Nike den geldiği söyleniyor...

Kalabalığına, geniş caddelerine rağmen tüm Fransa'da olduğu gibi burada da bir tür yemek krizi yasıyoruz. Çorba yok! Sulu yemek hiç yok!!! Bir Türk restaurantı işleten İzmir'li abimizin dediği gibi 'Adamlar yemek yemeyi bilmiyor.'

Bence Nice tam bir pazarlama harikası. Eski şehir bölgesi ve kale dışında pek bir şey yok. Deniz, güneş, kumsal. Bir de Nice'in dışında çok güzel kumsallar var; trenle geçerken gördük. Kibar insanlar, biraz şantiyeye dönmüş olsa da temiz sokaklar ve mis gibi hava var...

Bordeaux'da olduğu gibi Nice'de de hostel yerine otelde kalıyoruz. Hostel ve otel fiyatları kafa kafayaydı; benzer pahalılıkta. 2 gece kişi başı 70€ ki Nice kaldığımız en pahalı yer. Otelimiz gara yakın, temiz, odadan da Wi-fi çekiyor. 

Nereler görülür ki diyenlere:
• Vieux Nice (eski Şehir bölgesi )
• Colline du Château ( Kale)
. Cathedral Sainte-uReparate
• Theatre Municipal de L'Opera
• Palais Rusca
• Palais de Justice
• Basilique Notre Dame

Dip Not: Côte d'Azur bölgesindeki Cannes, Nice, Monaco ve Monte Carlo'ya bahar da gelmeli... Evet.

-Yudum-

2 yorum:

  1. benim de çok güzel zamanlar geçirdiğim ama; yaz değil de kışın gittiğim bu güzel şehir..

    yazın bir başka güzelmiş. denizi, güneşi, sizi..

    sizle daha güzelmiş. bu yüzden daha çok sevdim. kokusunu getirdiğiniz burnuma..

    yolunuz açık olsun.

    öpüyorum ikinizi de..

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Anılarını canlandırdık galiba;) Hepimizin yolu açık olsun:)

      Sil