Bir kadın varmış. Kalbi kocaman, elleri ufacıkmış... Gittiği ülkelerin, şehirlerine, kasabalarına kendi müziğini de götürürmüş. İçinde yaylılar öyle bir coşarmış ki o kadar olur. Duyan duyar, duymayan haliyle kendi müziğinin yankısını ararmış. Bazılarının müziği bazılarına hitap eder sadece. Eee aşk da sanki orada başlar orkestra kıvamında. Neyse efendim, zamanında çok ama çok sevdiği biri varmış kadının. Brüj'ün büyüsünü ilk ondan dinlemiş. Yüzyıllar öncesinden tanır gibiymiş de bunun nasıl bir his olduğunu sözcüklere dökemezmiş. Sözcükleri kullanmayı denediğinde ise yazmış yazmış yazmış, ama hikayeyi yarım bırakmış. Çünkü hikayenin sahibinin o olmadığını anlamış. Nasıl anlamış? Bazı soruların yanıtı sadece kisinin kendisinde gizlidir. Saygı gösterip susuyoruz... Sonra orası hakkında çok okumuş, çok bilmiş, ama hissetmeye gelince sır orayı gidip görmekte gizliymiş. Kadın da artık sadece kendi hikayesine devam etmeye karar verdiğinden Brüj'ün büyüsüne sadece kendi büyüsünü katmanın vaktinin geldiğini hissetmiş. Kahinler bilir -ki herkes kadına göre az ya da çok birer kahindir. Gidip görmesi ve içinde halletmesi gerekenlere nokta koyması gerektiğini bilmiş kadın. Peki ne yapmış? Tabi ki yollara koyulmuş.
Yağmurlu bir Brüksel sabahı Brüj'e giden trene atlıyoruz. Hikayesini yanına alan herkes bizimle gelsin...
Brugge (Felemenkçe) ve Bruges (Fransızca) diyerek başlayalım. Hemen belirtmekte fayda var: Sadece kapısının yanında mavi-beyaz plaka olan evler en eski olanları. Diğerleri ise 1800'lu yılların sonunda Ortaçağ mimarisini kullanarak tasarlanmış evlerdir. Brüj'ün tarihi bölgesi 2000 yılından beri UNESCO Dünya Miras listesinde yer alıyor.
Neler neler var peki Brüj'de? Dilimiz döndüğünce, bilgimiz, deneyimlediklerimize ve ek olarak bize anlatılanlar ölçüsünde küçük bilgiler. İnternet derya-deniz. Araştırmak bedava; gezmek ise paha biçilmez;) {reklam kokan hareketler bunlar;) }
• Markt Meydanı (şehir merkezi)
• Belediye Binası (Gotik tarzda)
• Danteller
• Korunmuş bir ortaçağ şehri
• Köprüler, kanallar
• Adalet Sarayı (klasik-barok tarzda)
• Balık Pazarı (Vismarkt)
• Belfort (13.yy’da inşa edilmiş çan kulesi)
• Burg Meydanı
• Groeninge Museum (Sanat Müzesi)
• Gruuthuse Müzesi (bir 15.yy evinin müzeye çevrilmiş hali olup, o yüzyılda gerçek bir aristokrat ailenin evi.)
• Church of Our Lady -Onze Lieve Vrouwekerk- ( Michelangelo'nun İtalya sınırları dışındaki ender heykellerinden biri olan "Madonna and Child" buradadır.)
• The Basilica of the Holy Blood
• The Saint Salvator's Cathedral
•Midye-patates-bira
• Bira: Kwak – Straffe Hendrik (Yudum denedi: alkol orani %9) - Brugges Zot (ben denedim: alkol oranı %6) - Kwak - Düvel - Triple
• Da Vinci'de dondurma.
• Bar önerilerimiz: 'T Brugs Beertje, Druid’s cellar, Bar das Amis.
• 2008 yılı yapımı “In Brugges” filmini yerinde yasamak.
• Begijnhof
• Yel değirmeni
O kadar romantik olduğumu düşünürken ve buranın romantizmden kırıldığını(!) her yerde okumuş ve gidenlerden de duymuşken neden Brüj bana hiç mı hiç romantik gelmedi? Neden kalbi yerinden sökülüp alınmış ruhsuz bir şehir gibi geldi? Neden en iyi senaryo dalında ödül alan 2008 yılı yapımı "In Bruges" filminde Colin Farrell'in hissettiklerine benzer şeyler hissettim? İsteyen izlesin; ne demek istediğimi anlayacaksınız. Sonuçta bu durumda bir tuhaflık mi var? Ya da Delft'i görmüş olmak Brüj'ü solladı gecti mi? Yanıtım: Kocaman bir EVET.
Arkadaş, bu şehir yani Brüj yasamıyor. Ne kadar bar da olsa, bira, patates, çikolata da olsa, tarihin dibini de bulsa, o kadar pofpoflanıp, "romantizm kokan" (!) laflar sıralansa da, yok yok bu şehir yasamıyor, nefes almıyor kanımca. Buraya tapanlara, sevenlere elbet mani olmayız, o ayrı. Ama ben kendi büyümü alıp burada kullanmamaya karar verip, güneye, sıcaklara göç ediyorum. Sırada Bordeaux var. Orada görüşürüz:)))
Dip not 1: Bir şans daha vereceğim ilerde Brüj sana;)
Dip not 2: Normalde bu yazıyı Bordeaux öncesi yazıp yayınlamıştık. Silinmiş. O halde bir kez daha yayına girsin bakalım.
-Arzu-
Yağmurlu bir Brüksel sabahı Brüj'e giden trene atlıyoruz. Hikayesini yanına alan herkes bizimle gelsin...
Brugge (Felemenkçe) ve Bruges (Fransızca) diyerek başlayalım. Hemen belirtmekte fayda var: Sadece kapısının yanında mavi-beyaz plaka olan evler en eski olanları. Diğerleri ise 1800'lu yılların sonunda Ortaçağ mimarisini kullanarak tasarlanmış evlerdir. Brüj'ün tarihi bölgesi 2000 yılından beri UNESCO Dünya Miras listesinde yer alıyor.
Neler neler var peki Brüj'de? Dilimiz döndüğünce, bilgimiz, deneyimlediklerimize ve ek olarak bize anlatılanlar ölçüsünde küçük bilgiler. İnternet derya-deniz. Araştırmak bedava; gezmek ise paha biçilmez;) {reklam kokan hareketler bunlar;) }
• Markt Meydanı (şehir merkezi)
• Belediye Binası (Gotik tarzda)
• Danteller
• Korunmuş bir ortaçağ şehri
• Köprüler, kanallar
• Adalet Sarayı (klasik-barok tarzda)
• Balık Pazarı (Vismarkt)
• Belfort (13.yy’da inşa edilmiş çan kulesi)
• Burg Meydanı
• Groeninge Museum (Sanat Müzesi)
• Gruuthuse Müzesi (bir 15.yy evinin müzeye çevrilmiş hali olup, o yüzyılda gerçek bir aristokrat ailenin evi.)
• Church of Our Lady -Onze Lieve Vrouwekerk- ( Michelangelo'nun İtalya sınırları dışındaki ender heykellerinden biri olan "Madonna and Child" buradadır.)
• The Basilica of the Holy Blood
• The Saint Salvator's Cathedral
•Midye-patates-bira
• Bira: Kwak – Straffe Hendrik (Yudum denedi: alkol orani %9) - Brugges Zot (ben denedim: alkol oranı %6) - Kwak - Düvel - Triple
• Da Vinci'de dondurma.
• Bar önerilerimiz: 'T Brugs Beertje, Druid’s cellar, Bar das Amis.
• 2008 yılı yapımı “In Brugges” filmini yerinde yasamak.
• Begijnhof
• Yel değirmeni
Arkadaş, bu şehir yani Brüj yasamıyor. Ne kadar bar da olsa, bira, patates, çikolata da olsa, tarihin dibini de bulsa, o kadar pofpoflanıp, "romantizm kokan" (!) laflar sıralansa da, yok yok bu şehir yasamıyor, nefes almıyor kanımca. Buraya tapanlara, sevenlere elbet mani olmayız, o ayrı. Ama ben kendi büyümü alıp burada kullanmamaya karar verip, güneye, sıcaklara göç ediyorum. Sırada Bordeaux var. Orada görüşürüz:)))
Dip not 1: Bir şans daha vereceğim ilerde Brüj sana;)
Dip not 2: Normalde bu yazıyı Bordeaux öncesi yazıp yayınlamıştık. Silinmiş. O halde bir kez daha yayına girsin bakalım.
-Arzu-
o biradan istiyorum! hemen, şimdi, hemen dedim ya!!!!
YanıtlaSilEhehhee yollara düşme zamanın gelmiş senin Uğur;)
Sil