Neşe mi hiç kaybetmek istemem, heyecanımı da! Bazen o kadar takılı kalıyoruz ki aşk-heyecan ikilemine hayatın gündelik 'an'larında yakalandığımız heyecanları es geçiyoruz. Oysa bazen markete gidiş anı, kahve kokusunun eve yayılması, cama gelen martının seninle konuşması, kızarmış çeri domatesleri dalından koparıp afiyetle yemek de bir maçın son dakikaları, son saniye basketi, tezinizi teslim etmek, mülakata girmek, sevgiliyle ilgili herhangi bir şey kadar muazzam heyecan anlarıdır. Heyecan anlarını kutsamak gerek.
Ve...
Hiç gidilmemiş yerlere gidecek olmanın heyecanı var işte şimdi. Hazırlanan kıyafetler (ütü kısmı sıkıcı), defalarca kontrol edilen listeler, acaba bu sefer ne almayı unutacağım endişesi, çekeceğin karelerin hayalini kurma, mp3 üne yeni şarkılar yükleme. Her birinin kendine has heyecanı var. Heyecan tek değilmiş, onu bildim.Birbirinden farklı o kadar heyecan varmış ki. Bunu biliyor olmak çok heyecanlandırdı beni! Neşelendim üstüne...
Neşe ve heyecan eksik olmasın üzerimizden.
-Yudum-